Birleşmiş Milletler, kadınlara yönelik şiddetin en yaygın, ısrarcı ve yıkıcı insan hakları ihlallerinden biri olduğunu tespit etmektedir.
Bu nedenle, kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla toplumlarda farkındalık yaratılması düşüncesiyle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 25 Kasım’ı Uluslararası Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Günü olarak ilan etmiştir.
Neden 25 Kasım
Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele veren üç kız kardeş 25 Kasım 1960 tarihinde vahşice öldürüldü. Bu olay nedeniyle Mirabal kardeşler diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü haline geldi. 1981 yılında Latin Amerika ve Karayipler Feminist Konferansları grubu 25 Kasım’ı kadına yönelik şiddet konusunda bilinçlendirme ve mücadele günü olarak kabul etti. 17 Aralık 1999 tarihinde ise Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Günü ilan edildi.
Çalışma yaşamında kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi
Çalışma yaşamında taciz ve şiddet hemen her yerde yaşanmaktadır; örneğin internet ortamlarında, işyerlerindeki mekanlarda, servislerde, iş molalarında, işçilerin yemek yedikleri, sağlık veya temizlik için ayrılan yerlerde, sosyal toplantılarda dahi olabilmektedir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Numan Özcan konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yapmıştır;
“Genel olarak toplumda ve tabi ki çalışma yaşamında cinsiyetler arası eşitsizlikler, kadınları şiddet konusunda daha fazla risk altında tutuyor. Şiddet olayları, özellikle kadınların işgücü piyasasına girmelerini ve istihdamda uzun süreli kalmalarını ve ilerlemelerini olumsuz etkiliyor”[1]
ILO’nun 190 sayılı Taciz ve Şiddet Sözleşmesi Nedir?
Sözleşme, çalışma yaşamında şiddet ve tacizin, insan haklarını ihlal ettiği ve fırsat eşitliğinin sağlanmasına karşı bir tehdit olduğundan hareketle, bu tür davranışların kabul edilemez ve insana yakışır işle bağdaşamaz olduğunu ortaya koymaktadır.
Yeni uluslararası çalışma standardı, çalışanların iş sözleşmelerinden kaynaklanan statülerine bakmaksızın, çalışanları korumayı amaçlıyor ve eğitimdeki kişileri, stajyer ve çırakları, istihdamı sonlandırılan işçileri, gönüllüleri, iş arayanları ve iş başvurusunda bulunanları da kapsıyor.
Taşıdığı önem nedeniyle üyesi olduğumuz IndustriALL Global Union da sözleşmeye daha fazla ülkenin onay vermesini sağlamak için bir kampanya yürütüyor.
lLO’nun 190 sayılı Sözleşmesi Neden Önemlidir?
- Çalışma yaşamında şiddet ve tacize taviz verilmemektedir.
- Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin sona erdirilmesini hedefleyen ilk uluslararası standarttır.
- Şiddet ve tacizden arınmış bir dünya hakkı herkese tanınmaktadır.
- Sözleşme ulusal mevzuattaki boşlukları da kapsamaktadır.
190 sayılı (Çalışma Yaşamında) Taciz ve Şiddet Sözleşme sendikaların ve diğer kurumların çalışma yaşamında şiddet ve tacizle mücadele etmesi için önemli bir ivme sağlamaktadır.
Sendikaların, Sözleşmenin ulusal mevzuatın (ulusal mecliste kabul edilmesi) bir parçası haline gelmesini sağlamak için önemli bir rolü bulunmaktadır.[2]
Ne Yapabiliriz?
190 sayılı Sözleşme konusunda herkesi bilgilendirmeli, kurumsal eğitimleri talep etmeli ve desteklemeliyiz.
Sözleşmenin ulusal mevzuatın bir parçası haline gelmesi için siyasi partileri, milletvekillerini uyarmalı, kurumlarımızın harekete geçmesini teşvik etmeliyiz.
Çalışma yaşamında şiddet ve tacizi önlemek için tüm kurumların ortak çalışması için çaba göstermeliyiz.
Hakların savunulması için ortak girişimlerde bulunmalıyız.
ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi, çok önemli bir olanak sağlamaktadır onu mutlaka daha iyi bir dünya için kullanmalıyız.
190 sayılı Sözleşmenin ILO tarafından yayımlanan resmi olmayan Türkçe metni için tıklayınız.
[1] https://www.ilo.org/ankara/media-centre/statements-and-speeches/WCMS_712046/lang–tr/index.htm
[2] http://www.industriall-union.org/ilo-convention-190-on-violence-and-harassment-in-the-world-of-work
This post is also available in: Türkçe