Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunun 54’üncü kuruluş yıldönümünü nedeniyle Yönetim Kurulumuzun yayımladığı mesaj
DİSK’in kuruluşunun 54’üncü yıldönümü için kol kolayız, omuz omuzayız. DİSK 1960’larda yükselen sosyal mücadelelerin ve işçi sınıfının kavgasının içinden doğdu. DİSK’i sermayenin saldırıları karşısında teslim olmayan, mücadeleyi seçen işçiler kurdu. DİSK grevlerde, direnişlerde, meydanlarda kuruldu. Saraçhane Mitinginden, Kavel Direnişinden, Paşabahçe Grevinden gücünü aldı. DİSK, bundan tam 54 yıl önce işçi sınıfının sermayeye verdiği kararlı yanıt oldu.
Bugün DİSK’in 54’üncü yaşında Kurucu Genel Başkanımız, unutulmaz işçi önderi Kemal Türkler de bizimle, burada.
Çıplak ayakla işçilerin hakları için yürüyen ve DİSK’in bayrağını 12 Eylül darbecilerinin mahkeme salonlarına diken Abdullah Baştürk burada.
“İşçi arkadaş, üstünü aratma” diyerek işçi sınıfının onuru için mücadele eden Rıza Kuas bizimle.
DİSK’i bizlere emanet eden, anılarını ve mücadelelerini miras olarak aldığımız İbrahim Güzelce, Kemal Sülker, Mehmet Alpdündar, Kemal Nebioğlu da burada.
DİSK’i kuran, bugünlere getiren, bugün aramızda olan ve olmayan tüm önderlerimizi burada bir kez daha şükranla anıyoruz.
12 Eylül darbecileri başta olmak üzere tüm baskıcı iktidarların hedefinde olan DİSK’in emeğin hakları için, işçi sınıfının ekonomik, sosyal ve sendikal hakları için verdiği mücadele, ödenen tüm ağır bedellere rağmen sürüyor ve sürecek…
Evet dostlar, bugün zorlu bir mücadele sürecinin içindeyiz.
Maalesef ülkemizde işçilerin en temel hakları bilerek, isteyerek ayaklar altına alınmaktadır. 12 Eylül darbecilerinin, işçiler örgütlenmesin diye yaptığı düzenlemeler sürmektedir. Anti-demokratik baraj ve yetki sistemi, grev yasakları devam etmektedir. Bugün tüm yasalar ve fiili uygulamalar işçilerin örgütlenmemesi, DİSK’li olmaması, hakkını savunmaması içindir.
Ancak bizler, tarihimizden aldığımız güç ve önderlerimizden aldığımız derslerle her şeye rağmen haklarımız için mücadeleye devam ediyoruz.
Ekonomik krizin ve Covid-19 salgınının tüm yıkıcı etkileri işçi sınıfına fatura edilmek istenirken, bu zor koşullarda insanca yaşamamız ve çalışmamız için yapılması gerekenleri bir kez daha güçlü bir şekilde ifade ediyoruz:
- Asgari ücretin brütü net ödensin. Asgari ücretin tümüyle vergiden muaf tutulması ve SGK prim desteği ile asgari ücretlilerin ve tüm işçilerin eline geçen nakit miktarın en az 750 lira artırılması mümkündür. TBMM pandemi koşullarında işçilerin gelirinin iyileştirilmesi için derhal harekete geçmelidir.
- İşten çıkarma yasağının bütün istisnaları kaldırılarak Kod29 zulmüne son verilmeli, ücretsiz izin uygulaması durdurulmalı, kısa çalışma ödeneğinden faydalanma koşulları kolaylaştırılmalı ve bu ödenek en az asgari ücret düzeyine çekilmelidir.
- İşsizlik Sigortası Fonu’nun patronlar ve hükümet tarafından kullanılmasına son verilmeli, işsizliğin rekor kırdığı bir dönemde fon işsiz işçiler için kullanılmalıdır.
- Covid-19 aşısının temininde daha fazla gecikilmemeli, aşılama hızı artırılmalı, uygulamada ayrımcılık yapılmamalı, tüm işçilere acilen uygulanmalıdır.
- Ekonomik kriz ve salgın koşullarında uygulanması zorunlu olan sosyal politikalar için kaynak vardır. Anayasa’nın sosyal devlet ilkesinin gereklerinin yerine getirilmesi için şirketler ve büyük servetler vergilendirilmeli, dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı azaltılmalıdır.
- İşçilerin haklarını savunmasının ve geliştirmesinin en etkili yolu örgütlenmektir. Sendikalaşmanın önündeki tüm hukuki ve fiili engeller derhal kaldırılmalıdır.
İşçi sınıfının bu taleplerinin yılmaz savunucusu olarak DİSK, gücünü işçi sınıfından almaktadır. Çünkü DİSK sermayeden ve hükümetlerden bağımsız tek işçi konfederasyonudur. DİSK’i işçiler kurmuş ve büyütmüştür. DİSK kendi üyelerinin hakları için olduğu kadar tüm işçi sınıfının hakları için de mücadele eder. Kıdem tazminatımıza göz dikildiğinde, güvencesiz çalışma biçimleri dayatıldığında, işsizlik sigortası fonuna el uzatıldığında, örgütlenme ve grev hakkı mücadelesinde, insanca yaşanabilir asgari ücret kavgasında sesini yükselten, sokaklara-meydanlara çıkan, dik duran sendika konfederasyonu DİSK’tir.
DİSK güçlendikçe, DİSK’in üye sayısı arttıkça işçi sınıfının haklarını gasp etmeyi planlayanlar “iki kere-üç kere” düşünmektedir.
İşte bu yüzde tüm konfederasyon ve sendika yöneticilerinden işyerlerindeki her bir üyeye kadar tüm DİSK’lilerin görevi DİSK’i büyütmek ve güçlendirmektir. Her DİSK’li DİSK’in örgütlenmesinden sorumlu bir neferdir.
Ne mutlu bize ki bizler; Kemal Türkler’in, Abdullah Baştürk’ün emanetini taşıma onurunu yaşıyoruz. Ama bu onur aynı zamanda büyük bir tarihsel sorumluluktur… Bugün burada bir kez daha söz veriyoruz. Bu emanete sahip çıkacak, DİSK’i büyüteceğiz. Vahşi sermaye düzeninin karşısında “Emeğin Türkiye’si” mücadelesinde biz hep bir aradayız ve buradayız!
Sendikalı ol, örgütlü ol, DİSK’li ol!
İnadına sendika, inadına DİSK!
This post is also available in: Türkçe