Yatsan, İzmir Torbalı’da, yaklaşık 500 işçinin çalıştığı bir fabrika. Pek çok tekstil fabrikasında olduğu gibi işçiler düşük ücretle çalışıyor. Daha çok köylerde yaşayan işçilerin çalışma koşullarına karşı seslerini yükseltmeye başlamaları üzerine Yatsan patronu, kendi inisiyatifi dışında bir sendikalaşmayı engellemek üzere Hak-İş’e bağlı Öz-İplik-İş sendikasında örgütlemeye çalıştı. Ancak işçilerin bunu kabul etmemesi üzerine tekstil işkolundaki Disk-Tekstil ile Teksif sendikaları da devreye girdi. İşçilerin arayarak örgütlenme taleplerini ilettikleri Disk Tekstil Sendikası ile Teksif ve Öz-İplik-İş, geçtiğimiz hafta aralarında bir protokol imzalayarak, işçilerin hangi sendikaya üye olacağının referandumla belirlenmesine karar verdiler.
Tarihi protokol
16 Ocak’ta, Türk-İş Teksif Temsilcisi Faruk Aksoy, Hak-İş Öz İplik-İş Temsilcisi Mehmet Sürek, DİSK temsilcisi Mustafa Ali Utku ile R. Ercan Özcan ve Mehmet Kurban’ın imzalarının bulunduğu bir protokolle, belki de Türkiye sendikacılık tarihinde ilk kez üç konfederasyona bağlı üç sendika referandumda anlaştı. “Yatsan işyerinde varolan sendikal anlaşmazlığı çözmek üzere, 18 Ocak 2014’te fabrika yemekhanesinde referandum yapılması” konusunda anlaşan sendikalardan Teksif’in anlaşmaya sadık kalmadığı iddia edildi.
PTT’den fabrikada hizmet!
Referandum kararı alındıktan sonra sendika üyeliği için kullanılan yöntem tartışmalara neden oldu. Referandumdan vazgeçen Teksif’in, patronla birlikte Torbalı PTT müdürünü ikna ederek postane memurlarını işyerine getirdikleri iddia edildi. Böylece, fabrika içinde işçilere önce e-devlet şifreleri verildi ardından da Teksif’e üyelikleri yapıldı. Bunun ardından Teksif Çalışma Bakanlığı’na yetki başvurusunda bulunduğu öne sürüldü.
Sendikalar önce anlaştı
Fabrikada yaşananlarla ilgili görüştüğümüz DİSK Tekstil Genel Başkanı Rıdvan Budak, işçilerin, işverenin kendilerini zorla Öz-İplik İş’e kaydettirmek istemesi üzerine kendilerini arayarak örgütlenme isteklerini bildirdiğini söyledi. Fabrikaya giderek işverenle görüşme talebinde bulunduklarını anlatan Budak, “O arada Teksif’in bölgedeki temsilcisi ses arabasıyla anons yapıyordu. İşçileri sendikalı olmaya çağırıyordu. Onunla da görüştük” dedi. İşverenle de görüştüklerini belirten Budak, aralarında yaptıkları görüşmeler sonucunda üç sendikanın anlaştığını ve referandum yapma kararı alındığını ifade etti. Sendikaların tarihinde ilk kez böyle bir anlaşma olduğunu altını çizen Budak, varılan anlaşmayı işçilere anlattıklarını kaydetti. İşçilerin bu öneriyi alkışlarla karşıladığı bilgisini veren Budak, referandum yapılması durumda büyük oranda işçileri DİSK’i seçeceğinin belli olduğunu söyledi.
Bunun üzerine işveren ve diğer sendikaların referandumdan vazgeçtiğini belirten Budak sonrasında yaşananları şöyle anlattı: “Bu arada işveren çalışanların e-devlet numaralarını almış. Fabrikaya da memur gönderilmiş. İçeride işveren vekili konumunda olanlar e-devlet şifreleri üzerinden işçilerin Teksif’e kayıtlarını yapıyor.”
Suç işliyorlar
İşveren ve Torbalı PTT Müdürünün yaptığını tamamen suç olduğunu söyleyen Budak, bu durumda Bakanlığın vereceği yetkinin de bir anlamı olmadığını belirtti. Uluslararası düzeyde sendikaların imza attığı anlaşmalar olduğunu hatırlatan Budak, hiçbir sendikanın başka bir sendikanın örgütlü olduğu fabrikaya müdahale etmemesi gerektiğini, ihtilaf olması durumda ise işçiye başvurulması gerektiğini söyledi. Budak, uluslararası düzeyde ilgili sendikalara başvurularını da yaptıkları bilgisini verdi.
“Böyle olursa Teksif sözleşme yapamayacak” diyen Budak, e-devlet şifresinin işveren tarafından alınmasını ise haydutluk olarak değerlendirdi. Budak, bunun Türkiye’deki bozuk AKP düzeninin yansıması olduğunu sözlerine ekledi.
DİSK Tekstil tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, işverenin amacının fabrikayı sendikasızlaştırmak olduğuna dikkat çekilerek, Teksif’e atılan imzanın arkasında durma çağrısı yapılmıştı.
This post is also available in: Türkçe