İzmir Torbalı’da Yatsan fabrikasında işverenin çalışanların sendikal tercihine yönelik müdahalesi ile oluşan kriz derinleşmektedir. Sorunun çözülmesinin demokratik ve şeffaf yolu olan referandum teklifini sendikamız ve işçiler savunmaya devam etmektedir ve Teksif’e imzasının ardında durma ve işverenin oyunlarına gelmeme çağrısı yapmaktadır.
24 Ocak Cuma günü öğlen arasında fabrika bahçesinde toplanan Yatsan işçileri “referandum” diye sloganlar atarak ve bahçeye sandık koyarak taleplerini açıkça dile getirmektedir. 25 Ocak Cumartesi günü sendikamızla toplantı yapan işçiler ise son gelişmeleri değerlendirmişler, kendilerine sendika dayatılmasını kabul etmeyeceklerini ve mücadele edeceklerini, hileyle alınması halinde yetkiyi ve görüşmeleri tanımayacaklarını kararlaştırdılar. Toplantıya Genel İş ve Birleşik Metal İş şube yöneticileri ve avukatlar da katılmıştır.
Sorun sendikal rekabet değildir. Açıkça suç işlenmiştir.
Yatsan’da sendikal mücadele sendikalar arası bir rekabet değildir. İşverenin doğrudan müdahalesidir ve skandal düzeyinde çok ciddi suçlar işlenerek gerçekleştirilmektedir. 20-21 Ocak tarihlerinde işçilerden habersiz şekilde özlük dosyalarından alınan kimlik bilgileri ile Torbalı PTT’den e-devlet şifreleri alınmış ve işçiler habersiz şekilde Teksif’e üye yapılmıştır. Ardından firmaya PTT’den bir memur gönderilmiş ve geri kalan işçilerin e-devlet şifreleri firma içinde alınmıştır.
PTT müdürü ile görüşen DİSK Tekstil ve Genel İş yetkililerine Postane müdürü yapılanları itiraf etmiş ve 70 işçinin e-devlet şifresinin verildiğini belirtmiştir. Ancak kendisinin sendikal mücadeleden haberdar olmadığını, kendisine farklı bilgi verildiğini, üretim aksamasın diye bunu kabul ettiğini öne sürmüştür. Görüşmenin ardından bu uygulamaya son verme sözü de vermiştir. Dahası sendikamız üyesi işçiler işyerine gelen PTT memurunun durumu anlatan ifadelerinin ses kaydına da sahiptirler.
Açıktır ki e-devlet şifrelerinin kişiden habersiz şekilde, kişi orada değilken alınması önemli bir suçtur, dolandırıcılıktır. E-devlet şifreleri ile yalnızca sendika üyeliği yapılmamaktadır, çok çeşitli işlemleri yürütmek mümkündür ve bu, oldukça tehlikelidir. Bu organizasyona ortak olan PTT memurları, işveren ve sendika temsilcileri yargı önünde hesap vereceklerdir. Habersiz şekilde e-devlet şifreleri alınan ve Teksif’e üye yapılan işçiler onlarca dilekçe doldurarak avukata teslim etmişler, ayrıca İş Teftiş Kuruluna da şikayet etmişlerdir.
Dahası e-devlet şifrelerini Teksif yetkililerinden talep eden işçilere şifreleri hatalı şekilde verildiği için sisteme giriş yapıp istifa etmek isteyen işçiler amaçlarına ulaşamamaktadır. Gün içinde işyerinden ayrılamayan işçiler yeni şifre almak için 25 Ocak Cumartesi gününü beklemek zorunda kalmıştır.
Bu sayede hile ile işçilerin iradesine rağmen işçilerin üye yapılması sonucu Teksif yetki başvurusunu yaptığını ilan etmiştir. Dahası altında imzasının olduğu referandumu da reddetmektedir. İşçi desteği olmadığı için referandumu reddetmesi anlaşılırdır. İşçilerin tercihi bu yönde olsaydı referandumdan vazgeçmenin bir anlamı olmayacaktır.
Önemli olan yetkiyi işçiden almaktır
Ancak Yatsan işçileri iradesini korumaktadır. Yetki iddialarına karşın istifa edip sendikamıza üye kayıtları sürmektedir. Ayrıca işçiler arasında referandum için kendi aralarında imza toplamaya başlamışlardır ve açılan davaların takipçisi olacaklarını da ilan etmişlerdir.
Teksif yönetiminin birçok uluslararası toplantıda Öz İplik İş’e yönelik eleştirilerini Yatsan’da gerçekleştirmesi, referandumu savunmalarına ve Yatsan örneğinde imza da atmalarına karşın sonra yok saymaları, hileli ve yasalara aykırı şekilde yetki başvurusunu yapmaları ve DİSK Tekstil’n çekilmesini talep etmeleri kabul edilemezdir. Yatsan işçilerinin iradesini ve desteğini almadan, işveren sayesinde alınan yetkinin hiçbir anlamı da olmayacaktır. Sendikamız bu konuda yasal önlemler de alacaktır.
Üyelerimiz ayrıca birkaç hafta öncesine kadar kendilerine Öz İplik İş’i dayatan usta ve yöneticilerin şimdi kendilerine Teksif’i dayattıklarını ve tehdit ettiklerini belirtmektedir. Bu konuda da ses kayıtları sendikamıza iletilmiştir. Ayrıca Teksif’in fabrika içinde üyelerine Türk bayrağı dayatması ve sendikamız aleyhinde ırkçı yalan propaganda yapması da büyük bir hatadır ve provokasyondur. İşçiler arasında gerilimleri arttırmanın işçiye faydası olmayacaktır.
16 Ocak tarihli referandum protokolü Türkiye sendikal hareketi için değerli bir kazanımdır. Üç sendika referandum için anlaşmış, işveren ise sonuçlara saygılı olacağını ilan etmişti. Ancak işverenin istemediği sendika olan DİSK’e işçilerin yönelmesi üzerine 17 Ocak akşamı vardiya çıkışında tehdit dolu bir bildiri dağıtarak referandumu iptal ettiğini belirtmişti. Buna karşı sendikamızın çağrısıyla toplanan 150’yi aşkın işçi büyük bir konvoyla coşkulu şekilde fabrika önüne gelmiş ve iradesini net şekilde ortaya koymuştur. Toplantıya Öz İplik İş yöneticileri katılmış ve hemen ardından ayrılmış, Teksif ise çoğu dışarıdan Türk İş’e bağlı sendikalardan gelen yaklaşık 20 kişi ile kapı önünde beklemiştir. Yatsan işçilerinin tercihini tüm İzmir gözleriyle görmüş, yerel gazeteler de işçilerin DİSK’i seçtiğini okuyuculara duyurmuştur.
20 Ocak Pazartesi’nden itibaren işveren tavrını değiştirmiş ve Teksif’i tercih ettiğini sendikamıza bildirmiştir. Bu bildirimin sendikamız açısından bir değeri yoktur.
Sendikamız her zaman olduğu gibi tabanın söz ve karar hakkına saygı duymaktadır. Başka bir yere güvenmemektedir. DİSK Tekstil’in Yatsan’da varlığına karar verecek olan işveren değil işçilerin iradesidir. Tüm baskılara ve engellere karşın Yatsan işçileri sendikamıza üyelik kayıtlarını sürdürmekte ve mücadele etme kararı almaktır. Sendikamız yasal girişimlerde de bulunarak çalışmalarını DİSK’in Bölge Temsilciliğinden ve kardeş sendikalardan aldığı destekle sürdürecektir.
This post is also available in: Türkçe