- Milyonlarca emekli ve hak sahibi sefalet düzeyinde aylık ve gelirle yaşamak zorunda!
- Türkiye’de en düşük emekli aylık ve geliri alan ilk yüzde 20’lik dilimin aylık harcanabilir geliri Temmuz 2020 itibariyle 763 TL’dir.
- En düşük yüzde 20’lik dilimdeki 2,6 milyon emekli ve hak sahibi 763 TL ile 2. dilimdeki 2,6 milyon emekli ise 1.252 TL ile yaşamaya çalışıyor.
- Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde emekliler arasında gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülkedir.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) Türkiye’de Emeklilerin Durumu ve EYT Gerçeği araştırması yayımlandı. Araştırma, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerinden yararlanarak tarafından hazırlandı.
DİSK Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, araştırmayı İstanbul SGK İl Müdürlüğü önünde yaptığı bir basın toplantısıyla kamuoyuna sundu.
DİSK Yönetim Kurulu üyeleri ve sendikaların temsilcilerinin katıldığı toplantıda Çerkezoğlu şunları vurguladı:
“Türkiye’de emekli aylık ve gelirleri arasında büyük bir uçurum bulunuyor. Avrupa Birliği İstatistik Birimi (Eurostat) verilerine göre Türkiye emekliler arası gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülkedir. Türkiye’de en düşük emekli aylık ve geliri alan emeklilerin ilk dilimi ile en yüksek emekli aylık ve geliri alanlar arasındaki fark 7,5 kattır. Emekliler arası gelir eşitsizliğini gösteren bu rakam Avrupa Birliği’nde ortalama 4,2’dir.”
“AKP tarafından 16 Ekim 2020’de meclise sunulan “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” de işverenden yana politik tercihlerin bir yansımasıdır. Meclise sunulan yeni torba yasa teklifi işverenlere bol kepçe teşvik ve vergi indirimi olanağı getirirken, işçi sınıfının payına daha fazla güvencesizlik düşmektedir.”
“Bizler DİSK olarak emeklilik hakkımız için, kıdem tazminatı hakkımız için, çocuklarımız ve geleceğimiz için mücadeleye devam edeceğiz.”
Araştırmanın özet bulguları aşağıda yer alıyor:
Emeklilik sosyal güvenlik hakkının ayrılmaz bir parçası olup temel bir hak niteliğindedir. Sosyal güvenlik hakkı, dolayısıyla emeklilik hakkı Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış temel bir insan ve yurttaş hakkıdır.
Yaşamlarının en büyük bölümünde çalışan, emek harcayan insanların yaşlılıklarında insanca bir emeklilik yaşamaları haklarıdır. Ancak ülkemizde hem emeklilik hem de emeklilerin insanca bir yaşam sürmesi giderek zorlaşmaktadır.
Emekliler ve onların hak sahipleri 13 milyonu aşan sayılarıyla en önemli toplumsal gruplardan birini oluşturuyor. En büyük toplumsal gruplardan biri olan emekliler ne yazık ki büyük ekonomik zorluk çekiyor. 9 milyonu aşkın yaşlılık aylığı alan emekli ile 4 milyon civarındaki hak sahipleri ciddi geçim sıkıntıları yaşıyor.
Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda kalıyor. Emekli aylık ve gelirleri giderek düşüyor. Bu durum yaygın bir emekli yoksulluğu yaratıyor. Öte yandan düşük gelirler nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışıyor ya da iş arıyor.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk12 Ekim 2020’de yaptığı bir açıklamayla “Son 2 yılda ise emeklilerimize toplam 674,5 milyar lira aylık ödemesi gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.
Oysa sosyal güvenlik bir hak olduğu için emekli aylığı ödenmesinden daha doğal ne olabilir. Bunun övünülecek bir tarafı yok. Asıl soru şudur: Kim ne kadar aylık ve gelir alıyor? Emeklilerin ne kadarı hangi düzeyde gelire sahip? Emekli aylık ve gelirlerinin ayrıntısı ne?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) nedense emekli ve hak sahiplerinin aylık ve gelirlerinin ayrıntılarını ısrarla açıklamaktan kaçınıyor. SGK kaç emekli ve hak sahibinin asgari ücretin altında aylık ve gelir aldığını açıklamıyor. Bu yöndeki bilgi edinme başvurularını reddediyor.
Oysa milyonlarca emekli ve hak sahibinin asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda kaldığı biliniyor. Gerçeklerin üstü uzun süre örtülemez. SGK aylık ve gelirlere ilişkin ayrıntılı verileri açıklamasa da devletin farklı kurumlarının açıkladığı bilgilerden hareketle emekli ve hak sahiplerinin yaşadığı sıkıntıların gerçek boyutunu ortaya koymak mümkün
- Türkiye’de 13,2 milyon emekli ve hak sahibi var. Emekliler ve hak sahipleri işçilerden sonra çalışma yaşamının en büyük sosyal grubudur.
- Yaşlılık aylığı alan (emekli) sigortalıların sayısı 9 milyon 90 bin, ölen sigortalıların hak sahiplerinin (dul ve yetim) sayısı 3,8 milyondur.
- SGK’nin emekli aylık ve gelirlerine ilişki verileri gerçeği yansıtmıyor.
- Türkiye’de en düşük emekli aylık ve geliri alan ilk yüzde 20’lik dilimin aylık harcanabilir geliri Temmuz 2020 itibariyle 763 TL’dir.
- 13,2 milyon emekli ve hak sahibinin 7,9 milyonu asgari ücretin altında aylık ve gelire mahkûm.
- Meclise sunulan yeni torba yasa teklifi çalışan emeklileri ve Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) olumsuz etkileyecek. EYT’liler ve çalışan emeklileri daha güvencesiz çalışacak. Kıdem tazminatları ve iş güvenceleri ortadan kalkacak.
- Toplumsal cinsiyet eşitsizliği emeklilikte de sürüyor. Kadınlar emeklilik hakkına daha zor erişiyor. İstihdam edilenlerin yüzde 32’si kadınlardan oluşurken, emeklilerin sadece yüzde 19’u kadındır.
- Emeklilerin yüzde 80’ne yakınını 55 ve yukarı yaştakiler oluşturmaktadır. Türkiye’nin “genç emeklilikler” ülkesi iddiası doğru değildir.
- Türkiye’de emeklilikte ortalama ömür beklentisi 17,6 yıl ile OECD ve Avrupa ortalamasının oldukça altındadır. Emeklilikte ortalama ömür beklentisi Fransa’da 25 yıl, Yunanistan’da 24 yıldır.
- 4,3 milyon (emeklilerin yüzde 47’si) emekli ya çalışmakta ya da iş aramaktadır. Çalışma hayatındaki emekli oranı 2002 yılında yüzde 36 idi.
- Türkiye’de en düşük emekli aylık be geliri alan emeklilerin ilk dilimi ile en yüksek emekli aylık ve geliri alanlar arasındaki fark 7,5 kattır. AB ortalaması 4,2 kattır.
- En düşük emekli aylığının 1.500 TL olduğu iddiası doğru değildir. Ortalama emekli aylıklarının asgari ücrete oranı giderek düşüyor. En düşük emekli aylığının 1.500 TL’ye yükseltildiği iddiası aylıkların asgari ücretin çok altında olduğunu göstermektedir.
- AKP döneminde 2008 yılında kabul edilen 5510 sayılı yasa ile güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranı ile aylıkların alt sınırı düşürüldü ve aylıkların artırılma yönteminde büyümeye yer verilmedi. Böylece emekli aylık ve gelirleri asgari ücretin altına düşmeye başladı.
- EYT büyük bir toplumsal sorundur. Emeklilikte yaşa takılmak 1998 yılında işe giren ve o tarihte 2023 yılında emekli olma hakkına sahip bir işçinin, 1999 yılında çıkarılan bir yasa ile emekliliğinin 15 yıl sonraya, 2038 yılına ertelenmesidir.
- Emeklilikte yaşa takılanlar arasında 2 yıl ile 18 yıl arasında mağduriyet var. EYT sorununun çözülmesi bir hukuksuzluğun giderilmesidir.
- İlk etapta emekli olabilecek EYT mağduru sayısı 750 bin ile 1 milyon civarıdır. EYT sorununun çözümü SGK için aylık ortalama 2 milyar TL civarında ilave bir ödeme anlamına gelecektir.
- Emekli aylıkları ödemelerinde ilk etapta yüzde 6-7 civarında bir artışla EYT sorununun çözümü için büyük bir adım atılabilir.
- Emekliler ve hak sahipleri ciddi bir yoksullukla ve sefalet düzeyinde bir gelirle yüz yüze. En düşük emekli aylık ve geliri alan yüzde 20’lik dilimin, 2,6 milyon emekli ve hak sahibinin aylık harcanabilir geliri Temmuz 2020 itibariyle 763 TL’dir. 2,6 milyon emekli hak sahibi bu sefalet geliri ile yaşıyor.
- 13,2 milyon emekli ve hak sahibinin 7 milyon 900 bini, yani yaklaşık yüzde 60’ı ise asgari ücretin altında aylık ve gelire mahkûm durumda.
- Sosyal güvenlik mevzuatında 1999 ve 2000’li yıllarda yapılan değişiklikler ve özellikle 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu çalışanlar yanında emeklileri de oldukça olumsuz etkiledi.
- Emeklilik 2008 yılından sonra daha da zorlaştı. Emeklilik yaşı yükseldi, emekli aylığı elde etme koşulları zorlaştı ve emekli aylık ve gelirleri düşmeye başladı. Öte yandan emekliler arasındaki eşitsizlik derinleşti.
- En düşük yüzde 20’lik emekli grubuyla en yüksek yüzde 20’lik emekli grubu arasında harcanabilir gelir farkı 7,5 kata yükseldi. Türkiye emekli gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu Avrupa ülkesi durumunda.
- Emekliler ve onların hak sahipleri 2000’li yıllarda giderek daha fazla ekonomik sıkıntı çekmeye başladılar. Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ve aynı koşullarda fakat farklı zamanlarda emekli olanların aylıkları arasındaki büyük eşitsizlik devam ediyor.
Raporun ayrıntılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
This post is also available in: Türkçe