DİSK Yönetim Kurulu, 2021 yılı için belirlenen asgari ücretin beklentilere yanıt vermemesi üzerine yine bir girişim başlattı.
Tartışmaların başından itibaren asgari ücretin vergi dışında bırakılması ve ücretler üzerindeki vergi yükünün azalması konusunu gündeme getirmeye çalışan DİSK, bu konudaki bir düzenleme yapılması için TBMM’de grubu olan siyasi partilerle bir dizi görüşme gerçekleştirdi.
İletilen görüşme taleplerine verilen yanıtlara ve randevulara uygun olarak ilk görüşmeler 27 Ocak 2021 tarihinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP eş genel başkanları Pelvin Buldan ve Mithat Sancar ile yapıldı.
İkinci grup görüşmeler ise 5 Şubat 2021 tarihinde Ak Parti Grup Başkanvekili Mehmet Naci Bostancı ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile gerçekleştirildi.
Görüşmelerde DİSK’in konuya dair raporu sunularak, TBMM’de gerekli düzenlemelerin yapılması talebi dile getirildi. DİSK’in konuya dair raporunda özetle şu görüşlere yer verildi:
- 2021 yılı asgari ücreti Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından saptanmış olsa da TBMM tarafından yapılacak yasal değişiklikler ile asgari ücretlilerin ve tüm işçilerin eline geçen nakit miktarın en az 750 lira artırılması mümkündür.
- Asgari ücretin tümüyle vergiden muaf tutulması ve asgari ücrete sağlanacak SGK prim desteği ile asgari ücretli işçinin eline geçen miktarın yüzde 25’ten fazla artması mümkün olacaktır.
- TBMM’yi pandemi koşullarında asgari ücretle çalışan işçiler başta olmak üzere tüm işçilerin gelirinin iyileştirilmesi için harekete geçmeye ve gerekli yasal değişiklikleri yapmaya çağırıyoruz.
2021 asgari ücret belirleme süreci ekonomik kriz ve Covid-19 salgınının getirdiği ekonomik ve sosyal tahribat altında gerçekleşti. Ekonomik krizle birlikte salgının etkileri emekçi sınıfların gelirlerini, alım güçlerini düşürdü ve emekçileri yoksullaştırdı. İş ve gelir kayıplarının artması ile Covid-19 salgınında asgari ücret daha da yaşamsal hale geldi.
Bu koşullar altında belirlenen ancak işçi sınıfının hiçbir yaşamsal sorununa derman olmayan 2021 asgari ücreti, yılın başında artarda gelen zamlarla reel olarak daha da eridi. Antidemokratik bir yöntemle, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndaki hükümet ve işveren çoğunluğu tarafından belirlenen Asgari Geçim İndirimi (AGİ) dahil net 2825 lira 90 kuruş ücret, işçi sınıfının geniş kesimlerini açlığa ve yoksulluğa mahkûm etti. Asgari ücret belirlenirken uluslararası standartlar görmezden gelinerek işçinin ailesi hesaba katılmadı, milyonlarca aile pandemi ve zamlar karşısında savunmasız bırakıldı.
Öte yandan asgari ücret mücadelesi yalnızca asgari ücretin saptanması sürecinde gerçekleştirilecek bir mücadele değildir. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) olarak, işyerlerinde, meydanlarda, sokaklarda, vergi dairelerinin önünde verdiğimiz mücadeleyi 2021 yılında da sürdürme kararlılığımızı asgari ücretin tespit edilmesinin ardından ifade etmiştik.
2021 yılı asgari ücretini arttırmak hala mümkündür. Bu kapsamda asgari ücret mücadelemize damgasını vuran ve işçi sınıfının tamamı tarafından sahiplenilen, asgari ücretin tümüyle vergiden muaf olması ve kesinti yükünün devlet tarafından karşılanması talebimizde ısrarcıyız.
Büyük şirketlerin vergileri sıfırlanırken, sermaye sürekli olarak vergi aflarıyla ve imtiyazlarla donatılırken, asgari ücretliden vergi kesmek, politik bir tercihtir ve değiştirilmelidir. Asgari ücret ve tüm ücretlerin asgari ücret kadar tutarı vergi dışı bırakılmalıdır.
Benzer biçimde pandemi döneminde de işçinin SGK prim payı devlet tarafından karşılanmalıdır. 12 yıldır işverenlere bütçeden 5 puan SGK prim desteği sağlayan hükümetin, aynı desteği özellikle pandemi sürecinde yaşam mücadelesi veren işçilere de sağlaması gereklidir.
Asgari ücretin tümüyle vergiden muaf tutulması ve asgari ücretliye prim desteği sağlanması halinde asgari ücrette 751,6 TL artış yapılması mümkündür. Böylesi bir düzenleme ile asgari ücretli işçinin eline geçen miktar yüzde 25’ten fazla artacaktır. Sosyal devlet olmanın gereği olan böylesi bir destek, sadece asgari ücret alan işçilerin değil tüm ücretlilerin yaşam koşullarında kısmi bir iyileşme yaratacaktır. Pandemi koşullarında böylesi bir “asgari destek” sosyal devlet olmanın olmazsa olmaz bir gereğidir.
Asgari ücretin tümüyle vergiden muaf tutulması ve asgari ücretliye prim desteği sağlanması gibi toplumun geniş kesimlerince kabul gören bu talebi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıyor ve işyerlerinden başlayan bir mücadele sürecini örgütleme kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
DİSK’in konuya dair raporunun tamamına erişmek için tıklayınız: https://bit.ly/3t3nKpy
This post is also available in: Türkçe