21 Haziran’da, ILO’nun çalışma yaşamında şiddet ve tacize ilişkin 190 sayılı Sözleşmesi ve 206 sayılı Tavsiye Kararı‘nın 2019 yılında kabul edilmesini kutluyoruz. Bu yıl ITUC, sendikaları, işverenleri ve hükümetleri bu temel, demokratik işyeri hakları konusunda harekete geçmeye çağırmaktadır
Bu dönüm noktası niteliğindeki yasal belgeler, tüm çalışan insanlar için güvenli, onurlu ve saygılı çalışma koşullarının sağlanmasına yönelik küresel çabalarda tarihi bir anı temsil etmektedir.
C190, her bireyin toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve taciz de dâhil olmak üzere şiddet ve tacizden arınmış bir iş dünyasına sahip olma hakkını tanıyan ilk uluslararası anlaşmadır. Statüleri veya çalıştıkları sektör ne olursa olsun tüm çalışanlar için eşitlik, saygınlık ve fırsatların elde edilmesinde güvenli bir çalışma ortamının hayati rolünün altını çizmektedir.
Çalışma yaşamında şiddet ve tacize son verilmesi, ITUC’un hem ulusal hem de küresel düzeyde yürüttüğü İşyerinde Demokrasi kampanyasının da merkezinde yer almaktadır.
Geçtiğimiz beş yıl içinde C190’ın uygulanmasına yönelik önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Birçok ülke, çalışanları şiddet ve tacizden koruma ihtiyacının giderek daha fazla kabul gördüğünü yansıtacak şekilde, ulusal yasalarını ve politikalarını sözleşmenin hükümleriyle uyumlu hale getirmek ve onaylamak için adımlar atmıştır.
Örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık, Sözleşme’nin henüz onaylanmadığı ülkelerde bile C190 hükümlerinin işyerlerine taşınmasında kilit rol oynamıştır. ITUC’un bu raporu, çığır açan bu standartların onaylanması ve uygulanması için kampanya yürüterek, savunuculuk ve lobicilik yaparak olağanüstü bir şekilde harekete geçen sendikalardan örnekler sunmaktadır.
C190 ve R206 hükümlerini kullanarak, politikalar ve toplu iş sözleşmeleri üzerinde müzakerelerde bulunmuşlar ve bunun sonucunda iş dünyasında şiddet ve tacizin ortadan kaldırılmasına yönelik somut gelişmeler sağlamışlardır.
Bununla birlikte, yapılması gereken daha çok iş vardır. İşyerinde şiddet ve taciz devam etmekte ve dünya genelinde milyonlarca çalışanı, özellikle de kadınları, göçmenleri ve güvencesiz istihdam edilenleri etkilemektedir. Covid-19 salgını bu zorlukları daha da kötüleştirerek, sağlam korumalara ve kapsamlı uygulama mekanizmalarına duyulan acil ihtiyacı vurgulamıştır.
ITUC Genel Sekreteri Luc Triangle şunları söyledi: “ITUC, C190’da yer alan ilkelerin tam anlamıyla hayata geçirilmesi konusundaki sarsılmaz kararlılığını bir kez daha teyit etmektedir. Tüm hükümetleri gecikmeksizin Sözleşmeyi onaylamaya ve uygulamaya çağırıyoruz.
“İşverenleri şiddet ve tacize karşı sıfır tolerans politikalarını benimsemeye ve işyerinde saygı ve haysiyet kültürünü teşvik etmeye çağırıyoruz. Bu konuda bağımsız sendikaların rolü vazgeçilmezdir. Güvenli, saygılı ve eşitlikçi çalışma ortamlarının savunuculuğunu yapabilmeleri için işyerinde demokratik sendikal haklarla güçlendirilmelidirler.
“Şiddet ve tacize maruz kalmış ve kalmaya devam eden işçilerin, özellikle de kadın işçilerin cesaretini ve direncini onurlandırıyoruz. Onların deneyimleri ve sesleri bu sözleşmenin ortaya çıkmasında ve sahada uygulanmasında etkili olmuştur. Hükümetler, işverenler, işçiler ve sendikalar olarak, her bireyin şiddet ve tacizden arınmış bir ortamda başarılı olabileceği bir çalışma geleceği inşa etmek için birlikte çalışmaya devam edelim.”