DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun DİSK Yönetim Kurulu adına Bolu Kartalkaya’da yaşanan otel faciasına ilişkin açıklaması:
Bolu Kartalkaya kayak merkezindeki Grand Kartal otelde, 21 Ocak 2025 tarihinde sabaha karşı çıkan yangın sonucu yaşamını yitiren insanlarımızın sayısı her gün giderek artıyor. Son açıklamalara göre 78 insanımız yangında hayatını kaybederken, 51 kişi de yaralanmıştır.
Ülke, yangının yarattığı bu korkunç sonucu yaşarken, sorumlular kendi sorumluluğunu örtbas etme telaşına düşmüştür. Mevcut yasa ve mevzuata göre bu otelin sağlık ve güvenlik önlemlerinin tam olarak yerine getirilmesinden ve denetlenmesinden Kültür ve Turizm Bakanlığı sorumludur.
İnsan hayatını koruyan güvenlik önlemlerini “maliyet kalemi” olarak gören anlayış, göstermelik önlemlerle mevzuatı “hiç” etmektedir. Bolu’daki facianın da temel sebebi budur. Çalışanların sağlığının ve güvenliğinin üzerinden kolayca atlanması, işletmelerin güvenli bir ortamda hizmet vermesini ve misafirlerin güvenliğini de tehlikeye atmaktadır. Burada olanın özeti budur.
2007 yılında yayınlanan “Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik” çerçevesinde gerekli önlemlerin alınmadığı, bu katliamda çok net biçimde görülmüştür.
Alarm sistemleri çalışmamış, yağmurlama sistemi hiçbir şekilde işlememiştir.
Acil durum planları, acil müdahale ekipleri konusunda hiçbir hazırlığın olmadığı görülmektedir.
Yangın ve dumana dayanıklı acil tahliye yolları, yangın kaçış merdivenleri yapılmamış, dumanın baskılanması ve tahliyesine ilişkin ilgili önlemler hiçbir şekilde düşünülmemiştir.
Yangın ve dumanın yayılmasını engelleyecek yangın kesicileri, duman perdeleri, korunumlu koridor, korunumlu merdiven gibi hayati önlemlerin olmadığına tanık olunmuştur.
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bu oteller bölgesinde ilk müdahaleyi yapabilecek itfaiye müdahale gücünün olmaması ne yazık ki bu kadar insanımızın hayatını kaybetmesinin bir diğer nedenidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı denetleme yaptığını söylemesine rağmen, nasıl bir denetim yapıldığı, bu yaşamsal önlemlerin nasıl alınmadığı yanıtlanması gereken bir sorudur.
Israrla söylüyoruz; büyük endüstriyel kazaların yanı sıra, fabrika ve bina yangınlarında da ciddi artışlar söz konusudur. Bu konuda sorumlu olan kamu kurumlarının artık gerekli ve yeterli denetimleri hızla yaşama geçirmeleri ve yaptırımları caydırıcı olacak biçimde uygulamaları kaçınılmaz bir görevdir.
Ne zaman ve nerede başlayacağı belli olmayan bir tehlike olan yangına karşı yapılması gerekenler bellidir: Geçmişte yaşananlardan ders alarak aklın, bilimin ve teknolojinin gerekliliklerini yerine getirerek her türlü önlemi almak ve uygulamak.
Her kaza gibi her yangın da önlenebilir. Yeter ki kuruluş standartlarına uyulsun; işletme sürecinde periyodik denetimler, bakım ve kontroller hayata geçirilsin; erken uyarı sistemleri çalışır durumda olsun; tahliye ve söndürmeye ilişkin önceden alınmış önlemler hazır bulunsun. Tüm bunların kar hırsıyla, maliyet kaygılarıyla hayata geçirilmemesi, Bolu’daki gibi felaketlerin yaşanmasına neden olmaktadır.
DİSK olarak hep uyardık, hep söyledik: Çıkardığınız mevzuata uyulmasını denetleyin. Eksiksiz yerine getirilmesini sağlayın, eksikler karşısında yaptırımları uygulayın. Ancak iktidar-sermaye ilişkilerinin zemininde, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanını tümüyle kuralsız hale getiren duyarsızlık, depremlerde olduğu gibi yangınlarla da felaketlere yol açmaktadır.
Buna benzer başka felaketler yaşandığında, ısrarla belirttiğimiz gibi, insan sağlığını, çevreyi ve güvenliği önceleyen kamusal bir işçi sağlığı iş güvenliği anlayışı hızla yaşama geçirilmek durumundadır. Bunun için sendikaların, meslek oda ve birliklerinin bu politikalarda etkin rol alması olmazsa olmaz önemdedir.
Bu acı artık en son acı olmalıdır.
DİSK olarak, ölenlerin yakınlarına baş sağlığı diliyor, yangının nedenlerinin bir an önce raporlanıp, sorumluların yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz.
This post is also available in: Türkçe