DİSK: ASGARİ ÜCRET FEDAKARLIK ÜCRETİ DEĞİLDİR!
ASGARİ ÜCRET 2300 TL NET OLMALIDIR!
Sendikamızın da üyesi olduğu Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) tarafından hazırlanan Asgari Ücret raporu bugün (08.12.2017) kamuoyuna tanıtıldı.
DİSK Genel Merkezinde yapılan toplantıda DİSK Genel Başkanı Kani Beko, konuya ilişkin DİSK’in görüşlerini medya temsilcilerine sundu.
Genel Başkan Beko’nun yaptığı konuşma metni aşağıda bilginize sunulmuştur:
Hepinizin bildiği gibi 2018 yılı asgari ücreti aralık ayında belirlenecek. Bugün DİSK Genel Merkezinde DİSK-AR tarafından hazırlanan raporun kamuoyuyla paylaşılması amacıyla 2018 yılı asgari ücret ile ilgili taleplerimizi dile getirmek için bir araya geldik.
Asgari ücretin belirlenmesi süreci sadece asgari ücretle çalışanları değil, tüm çalışanları ilgilendiriyor. Geçtiğimiz günlerde bu önemli süreci başlatmak amacıyla Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi. Komisyonun ilk toplantısında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu işçilerden fedakârlık istedi.
Sermaye çevreleri ise uygulanan istihdam teşviklerinin devam etmesini ve asgari ücretin düşük tutulmasını istiyorlar.
DİSK olarak 2017 yılı için asgari ücretin net 2000 TL olması gerektiğini savunduk. Bu tespit TÜİK’in tek başına bir işçinin asgari geçim maliyeti göz önüne alındığında işçinin ve ailesinin insanca yaşamasına dahi yetmemektedir.
Öte yandan asgari ücret tartışması bir fedakârlık konusu değildir. Asgari ücretin belirlenmesinde sermaye ve hükümet çevrelerinin ‘lütuf’ ve ‘minnet’ beklentisi asgari ücretin konusu değildir. Çünkü asgari ücret Anayasanın devlete yüklediği bir yükümlülük ve sosyal hukuk devletini bir gereğidir.
Asgari ücret bir ticari faaliyet değil, iş hukukunun ortaya çıkış ilkelerinden biri olan işçiyi koruma ilkesinin sonucudur.
Asgari ücretle çalışan zaten fedakârlık yapıyor. Asgari ücretli büyümeden ve milli gelir artışından pay alamıyor. Milyonlarca işçi sendikasız ve toplu sözleşmesiz çalışıyor. Çalışanların yüzde 30’u sosyal güvenceden yoksun. Ülkemizde işçiler Avrupa ortalamasının üzerinde sürelerle çalışıyor.
Asgari ücret hala geçim ücreti olmaktan uzaktır. Asgari ücrette yapılan artışın işçilerin ceplerine nasıl yansıdıklarını anlatmak için konfederasyonumuzun araştırma birimi DİSK-AR tarafından hazırlanan Asgari Ücret Raporundan çeşitli tespitleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
1. AKP döneminde asgari ücret milli gelir artışının yüzde 30 gerisinde kaldı
Asgari ücret, milli gelir artışının, ülke ekonomisinin büyümesinin gerisinde kaldı. Milli gelir artışının altında kalan asgari ücretli ciddi kayba uğramıştır. Asgari ücretli göreli olarak yoksullaşmıştır. Diğer ifadeyle asgari ücretlinin milli gelir dağılımı içinde payı azalmış, ulusal zenginlikten pay alamamıştır.
2004 yılı baz alındığında asgari ücret 2017’ye kadar enflasyon karşısında yüzde 36 artarken reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla yani milli gelir reel olarak 95 oranında artmıştır. Bu durum karşısında reel asgari ücretin reel milli gelire oranı yüzde 30,5 oranında gerilemiştir. Bunun bir sonucu olarak asgari ücret enflasyona göre artmış olsa dahi büyüyen pastadan almaları gereken payı alamamıştır. Asgari ücretli milli gelirden düzenli pay almış olsaydı 2017’de asgari ücret brüt 2600 TL olmalıydı.
2. Asgari ücret 2017 yılında enflasyona yenildi!
2017 yılında net asgari ücrete yapılan yüzde 7,9’luk zam oranına karşılık kasım ayı enflasyon oranı yüzde 12,98 olarak açıklandı.
Asgari ücrete geçen yıl yapılan zam enflasyon oranının altında kaldı. Böylece 2017 yılında asgari ücret enflasyon karşısında yaklaşık yüzde 4,5 oranında kayıp yaşadı.
3. Asgari ücret dolar karşısında eridi!
Asgari ücret dolar karşısında ciddi bir erimeyle yüz yüze. 2008 yılının başında aylık 414 ABD doları olan asgari ücret 2017 Aralık ayı itibariyle 358 dolara geriledi. Aynı biçimde asgari ücretin işveren maliyeti de dolar cinsinden azaldı. 2008 yılı başında 636 dolar olan asgari ücretin işveren maliyeti 2017 Aralık ayı itibariyle 532 dolara düştü. Asgari ücretin dolar karşısında yaşadığı kayıp Türkiye’de işgücü maliyetini dolar cinsinden düşürdü. Bundan dolayı asgari ücret artışının rekabet açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı iddiaları geçerli değildir.
4. Asgari ücretin işveren maliyeti yüzde 70’den yüzde 50’ye indi
Son yıllarda işverenlere sağlanan istihdam teşvikleri sonunda net asgari ücret ile asgari ücretin işverene maliyeti arasındaki fark azaldı. 2007 yılında asgari ücretin işverene maliyeti, net asgari ücretin yüzde 70’i kadar daha fazlaydı.
2017 itibariyle asgari ücretin işverene maliyeti net asgari ücretin yüzde 49 fazlasıdır. Asgari ücret 100 ise maliyeti 149’dur. Devlet tarafından işverenlere aktarılan teşviklerle işverenler asgari ücret maliyet artışından önemli ölçüde korunmuştur.
5. İddiaların aksine Türkiye düşük asgari ücretli ülkeler arasındadır
Asgari ücretin alım gücü açısından karşılaştırması, Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında asgari ücretin düşük ülkeler arasında yer aldığını ortaya koyuyor. Asgari ücretin nominal karşılaştırması emekçiler için anlamı yoktur. Önemli olan alım gücünün karşılaştırılmasıdır.
OECD 2016 verilerine göre asgari ücretin satın alma gücü açısından Türkiye OECD ülkeleri içinde 17. Sırada yer almaktadır. AB ülkeleri satın alma gücü paritesine göre Türkiye’nin 2 ile 2,5 kat daha yüksek asgari ücrete sahiptir.
Raporun gerçekleri ışığında 2018 yılı için asgari ücretle ilgili taleplerimiz şunlardır:
1. Asgari ücret tespitinde uluslararası ilkelere, yönetmeliğe ve TÜİK hesabına uyulmalıdır
Türkiye’de asgari ücretin belirlenmesi aşamasında asgari ücreti işçinin kendi asgari ihtiyaçları ile ölçülmektedir. Bu tespit yöntemi değişmeli, işçinin ailesini de alan bir tespit yöntemi kabul edilmelidir. Asgari ücret İnsan hakları Evrensel Beyannamesi, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 131 sayılı sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartı’na uygun biçimde işçinin ve ailesinin insanca yaşamasına yetecek şekilde belirlenmelidir.
Ancak asgari ücret TÜİK tarafından hesaplanan bir işçinin geçimi için gerekli besin içi ve besin dışı harcamalara ilişkin asgari tutarın dahi altında kalmaktadır.
TÜİK tarafından 2016 Aralık ayında Asgari Ücret Tespit Komisyonuna sunulan ve Kasım 2016’taki değerleri içeren miktar 1.669 TL’dir. Bu durumda 2017 yılı enflasyonu ve milli gelir artışı da bu miktara eklenerek 2017 yılı asgari ücret belirlenmesi gerekiyordu.
TÜİK verileri esas alınsaydı 2017 yılı Asgari ücretinin 1950 TL olması gerekiyordu. Bu rakam konfederasyonumuz tarafından 2017 için talep edilen 2000 TL düzeyine çok yakındı.
2. Tüm çalışanlar için, işçi-memur ayrımı yapılmadan tek asgari ücret saptanmalıdır
Tüm işçi ve memurlar için tek asgari ücret saptanmalıdır.
Görüşmeler kamuoyuna açık sunulmalı, anlaşmazlık durumunda işçilerin mücadele yolu olarak kullanabilecekleri yasal zeminler oluşturulmalıdır.
Sosyal devletin ve eşitlik ilkesinin gereği tüm çalışanlar için tek asgari ücretin tespit edilmesidir. Oysa ülkemizde asgari memur maaşı ile asgari ücret arasında farklılıklar yaşanmaktadır. En düşük devlet memuru maaşı Temmuz 2016 itibariyle 2 bin 517 TL, Temmuz 2017 itibariyle 2 bin 790 olarak gerçekleşmiştir.
Kuşkusuz bu memur maaşlarının yüksek olduğunu değil, işçilerin asgari ücretinin düşük olduğunu göstermektedir.
4. Asgari ücret net hesaplanmalıdır
Net asgari ücret 2008 AGİ’nin dâhil edilmesiyle olduğundan yüksek gösterilmektedir. Oysa AGİ işveren tarafından ödenmiyor ve ücret değil. AGİ devlet tarafından sağlanan destektir. 2017 yılında 1777 TL olan brüt asgari ücretin 377 TL’si, yüzde 19’u kesintiye gitmektedir.
2017 itibariyle AGİ hariç asgari ücret 1404 TL değil, 1270 TL’dir. İşveren tarafından işçiye ödenen net asgari ücret miktarı budur. Diğeri bütçeden sağlanan kamusal destektir. AGİ asgari ücretin işverene maliyetini düşürmektedir.
Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalıdır. Mevcut uygulamada asgari ücret AGİ yoluyla kademeli olarak vergiden muaf tutulmaktadır. Evli ve 5 çocuklu çalışan tümüyle vergiden muaf olabilmektedir. Ücretin asgari ücret kadar bölümü tümüyle vergiden muaf tutulmalıdır.
5. Asgari ücret net 2300 TL olmalıdır!
2017 yılında enflasyonun yüzde 12-13 olacağı ve büyüme hedefinin yüzde 5, 2018 büyüme hedefinin yüzde 5,5 olduğu dikkate alınarak enflasyon ve büyüme oranında bir artışla asgari ücretin net 2300 TL olması gerekir.
Ayrıca 2000’li yıllar boyunca reel asgari ücretin reel milli gelir artışının yüzde 30 altında kaldığı kabul edilecek olursa 2300 TL asgari ücret talebinin dayanağı ve gerçekçi talep olduğu daha net olarak anlaşılacaktır.
Asgari ücretin sadece asgari ücretlileri değil tüm çalışanları ilgilendirdiğinin, tüm ücretleri belirlediğinin bilinciyle, tüm işçileri 2300 TL net asgari ücret talebine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Taleplerimiz;
- Asgari ücret geçim ücreti olmalıdır
- Asgari ücret hesabında uluslararası standartlara uyulmalı ve işçinin ailesi de dikkate alınmalıdır
- Asgari ücretin tespitine ilişkin 131 sayılı ILO sözleşmesi onaylanmalı, Avrupa Sosyal Şartı’na asgari ücretle ilgili konan çekince kaldırılmalıdır
- Asgari ücretin tespitinde bütün işçi konfederasyonlarına katılım hakkı sağlanmalıdır
- Asgari ücret bütün çalışanlar için ortak saptanmalıdır
- Asgari ücret tespitinde geçim koşulları, verimlilik ve milli gelir artışı dikkate alınmalıdır
- Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalıdır
Asgari ücretin enflasyon karşısında korunması için,
Asgari ücretin milli gelir artışından yararlanması için,
Asgari ücretin geçim ücreti olabilmesi için,
Asgari ücrette yaşanan kayıpların giderilmesi için,
ASGARİ ÜCRET NET 2300 TL OLMALIDIR!
This post is also available in: Türkçe