Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), her yıl yayımladığı Küresel Hak Endeksi raporunun 2025 verilerini kamuoyuyla paylaştı. Rapor, dünya genelindeki işçi hakları ihlallerine ışık tutarken, Türkiye ne yazık ki yine işçi haklarının en çok ihlal edildiği ülkeler arasında yer aldı. Sendikamız, Türkiye’ye dair raporda yer alan önemli bulguları sizler için derledi.
ITUC Genel Sekreteri Luc Triangle şöyle dedi:
“2025 ITUC Küresel Hak Endeksi, İkinci Dünya Savaşı sonrası inşa edilen ve demokrasiye, sendika haklarına ve adalete dayanan sistemin ihanete uğramasının sonuçlarını ortaya koyuyor. Hükümetler, onlarca yıl süren deregülasyon, neoliberal politikalar ve ihmal yoluyla işçi haklarının çöküşüne ortak oldu. Bu durum milyonlarca insanın haklarını elinden aldı ve aşırıcılığa, otoriterliğe ve demokrasiyi tehdit eden milyarderlerin darbesine zemin hazırladı.
Bu gidişat bu hızla devam ederse, on yıl içinde işçi haklarına en yüksek düzeyde saygı gösteren tek bir ülke bile kalmayacak. Bu durum küresel bir skandaldır ama kaçınılmaz değildir; bu, bilinçli bir tercihin sonucudur ve geri döndürülebilir.
Bu nedenle ITUC, ultra zenginlerin ve onların siyasi müttefiklerinin işçilere karşı ekonomileri kendi lehlerine nasıl düzenlediklerini ifşa ediyor. 2026 Haklar Endeksi’nde işçi haklarının daha da kötüleşmesi kader değil.
Güçlü ve bağımsız sendikalarla, herkes için işleyen bir demokrasi aracılığıyla gücü yeniden kazanabilir, şirketlere değil insanlara hizmet eden ekonomileri yeniden inşa edebilir ve uluslararası kurumların, korumak için kurulduğu insanlara hesap vermesini talep edebiliriz. Hareketimiz her gün bu gelecek için mücadele ediyor ve gelecek yılki Endeks, gerçek bir değişimin başlangıcını göstermelidir.”
2025 yılında işçiler için en kötü 10 ülke şunlardı:
Bangladeş, Belarus, Ekvador, Mısır, Esvatini, Myanmar, Nijerya, Filipinler, Tunus ve Türkiye.
1 Mayıs 2024’te İstanbul’da Taksim Meydanı’na yürümek isteyen göstericilere müdahale eden polis, bir protestocuyu gözaltına aldı. Kent genelinde onlarca kişi, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda yapılan yoğun baskılar sırasında tutuklandı. Türkiye, işçiler için en kötü 10 ülke arasında yer almaya devam ediyor. Credit: Kemal Aslan / AFP
Yunanistan, Macaristan, Sırbistan, İsviçre ve Türkiye’de şirketler, sendikal faaliyetleri çalışanların aleyhine olacak şekilde sistematik biçimde baltaladı. Bu işçi karşıtı ortam, Ermenistan, Yunanistan, Hollanda, Moldova ve Kuzey Makedonya’da işverenlerin kontrolünde olan “sarı sendikaların” ortaya çıkmasına da zemin hazırladı.
Raporda Türkiye’ye özel bir sayfa da ayrıldı. Türkiye’de yaşanan sendikal özgürlük ihlallerine yer verildi.
Türk yetkililer ve işverenler, sendika haklarını bastırmaya ve sendika aktivistlerini cezalandırmaya devam ediyor. İşverenler, sendikalaşmaya çalışan işçileri işten çıkararak sistematik sendika karşıtı uygulamalara başvuruyor. Toplu pazarlık hakları ciddi şekilde engelleniyor.
Dev Sağlık-İş’in üyelerinin silinmesi
2024 yılında sağlık emekçilerini örgütleyen DİSK/Dev Sağlık-İş, yetkililerin Sağlık Bakanlığı kayıtlarından sendika üyelerinin isimlerini silmesi üzerine, 10.000 üyesini temsilen toplu sözleşme yapma hakkını kaybetti. Bu durum sendikanın resmi temsiliyet oranını %0,99’a düşürdü yani toplu sözleşme için gerekli %1 barajının altına. Silinen isimler arasında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da bulunuyordu.
DİSK Sendikacılarının Tutuklanması
Sendikacılara yönelik keyfi gözaltılar da devam etti. DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Hizmetler-İş Sendikası Başkanı Remzi Çalışkan, DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy ve eski Diyarbakır Bölge Temsilcisi Serdar Ekingen, 2024 Kasım ayında 15 yıl ön
cesine dayanan suçlamalarla tutuklandı. Çalışkan bir ay sonra serbest bırakıldı, ancak Göksoy ve Ekingen hâlâ tutuklu.
7 Ekim 2024’te, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) toplu sözleşme uzmanı ve DİSK/Sosyal-İş üyesi İsmet Arslan tutuklanarak cezaevine kondu. KESK/Eğitim Sen üyesi iki kişi daha gözaltına alındı. Kanser tedavisi gören Arslan, sendikacılar Yusuf Eminoğlu ve Giyasettin Yiğit ile birlikte Mart 2025’te serbest bırakıldı, ancak davaları sürüyor.
1 Mayıs Tutuklamaları
İstanbul’daki 1 Mayıs gösterileri bir kez daha polis tarafından engellendi. Yaklaşık 215 kişi gözaltına alındı
ve çok sayıda kişi biber gazı ve plastik mermiyle yaralandı. 2 Mayıs 2024’te ise 29 kişi daha gözaltına alındı.
Sendikalaşma Hakkı Olmayan Meslekler
Bazı kamu çalışanı grupları hâlâ örgütlenme hakkından tamamen mahrum bırakılmaktadır. Örneğin; Fas’ta yargıçlar, Ruanda’da güvenlik görevlileri, Japonya’da itfaiyeciler, cezaevi personeli ve sahil güvenlik görevlileri, Bahamalar’da cezaevi memurları, Türkiye’de ise üst düzey kamu görevlileri, hâkimler ve infaz koruma memurları sendika kurma ve örgütlenme hakkından yasaklıdır.
Bu haklar en açık şekilde otoriter rejimlerde ve askeri yönetim altındaki ülkelerde yok sayılmaktadır. Cezayir, Burkina Faso, Çad, Mısır, Gabon, Gine, Libya, Mali, Nijer ve Tunus gibi ülkelerde sendikal haklar tamamen ortadan kaldırılmış durumdadır.
Bangladeş ve Kenya’da öğrenci protestoları şiddetle bastırılırken; Bahreyn, Esvatini, Gine-Bissau, Hong Kong ve Türkiye’de işçi protestoları yasaklandı.
İşçilere Yönelik Şiddetli Saldırılar
2025 yılında işçiler ve sendikacılar, 40 ülkede (%26) şiddete maruz kaldı; bu oran, 2024’teki %29’a kıyasla küçük bir iyileşmeyi temsil ediyor. Ancak şiddetin yaşandığı yerlerde sendikacılar özgürce faaliyet gösterememekte, bu da işçilerin haklarını ve refahını ciddi biçimde tehdit etmektedir.
Türkiye’de sendika liderlerinin evlerine polis baskınları düzenlendi. Nijerya ve Tunus’ta ise sendika ofislerine yönelik polis baskınları gerçekleştirildi. Fransa’da Rennes kentindeki Confédération française démocratique du travail (CFDT) ve Gennevilliers, Puy-de-Dôme ile Occitanie bölgelerindeki Confédération générale du travail(CGT) sendika ofisleri aşırı sağcı gruplar tarafından kundaklandı ve tahrip edildi.
Fransa’nın Morbihan bölgesinde bir CGT üyesi, bir disiplin süreci sırasında meslektaşına destek verdiği gerekçesiyle işvereni tarafından fiziksel saldırıya uğradı. Ayrıca, Fransız sendika yetkilileri isimsiz ölüm tehditlerinin de hedefi oldu.
This post is also available in: Türkçe